AK Parti Grup Başkanvekili Turan, gündemi değerlendirdi:
"Terörle mücadele kapsamında gözaltı sürelerinin üç yıl daha uzaması teklifini revize ederek bir yıla indiriyoruz, aynı şekilde kamu personeli ihracıyla ilgili üç yıl olan teklifimizi de bir yıl olarak revize ediyoruz" "Millet İttifakı, kurulduğu günden bu yana 'HDP var mı yok mu?' tarzı kamuoyunu kandırmaya, algıyla yönetmeye çalışan bir adım atmaya çalışıyor. Başından beri Millet İttifakı'nın içinde HDP'nin olduğunu tüm dünya biliyor" "Seçmeni aldatma niyetiyle beraber tabloda HDP'yi göstermemeyi de gayriahlaki buluyorum. HDP de bundan rahatsızlığını ifade etmiştir. HDP; İYİ Parti, CHP birlikteliğini resmileştirmek istiyor"
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, TBMM Genel Kurulunda görüşülecek torba kanun teklifine ilişkin, Kanun teklifimizdeki, terörle mücadele kapsamında gözaltı sürelerinin üç yıl daha uzaması önerisini revize ederek bir yıla indiriyoruz, aynı şekilde kamu personeli ihracıyla ilgili üç yıl olan teklifimizi de bir yıl olarak revize ediyoruz. dedi.
Turan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bugün TBMM Genel Kurulu'nun gündeminde değişiklik yaparak ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren torba kanun teklifini görüşeceklerini bildirdi.
Teklifte, ekonomiyi ilgilendiren birçok konu olduğu gibi muhalefetin olağanüstü hal (OHAL) diye değerlendirdiği üç maddenin bulunduğunu da söyleyen Turan, şöyle devam etti:
Olağanüstü hal, AK Parti açısından değerlendirildiğinde hep zorunlu olarak gündeme gelmiş; özel düzenleme, anayasal hak. 2002'de iktidara geldiğimizde bölgesel olan OHAL'i kaldıran bir partiyiz. Aynı şekilde hain FETÖ'nün yaptığı darbe girişiminden sonra FETÖ ile mücadele kapsamında Meclisimizin büyük çoğunluğunun destek verdiği OHAL ilanından sonra ilk fırsatta 2018'de OHAL'i kaldırmış bir partiyiz.
Biz terörle mücadele dahil tüm mücadelemizi ülkemizi büyütmeyi; ekonomimizi, demokrasimizi geliştirmeyi kanunlar, hukuk çerçevesinde yapmayı prensip edinen bir partiyiz. Ancak hepimizin bildiği gibi OHAL'in de anayasadan kaynaklı kriteriyle beraber bir gereklilik olduğunu; çok sinsi, çok hain bir örgütle karşı karşıya kaldığımızı, yıllar geçmesine rağmen daha dün birçok kurumda hem askeriye hem emniyet başta olmak üzere 'mahrem imam' adıyla ifade edilen örgüt mensuplarının ifadelerine bağlı olarak yeni yeni tespitlerin yapıldığını görüyoruz. Her ne kadar OHAL'i kaldırmış olsak da OHAL'i gerekçelendiren bazı gerçeklerin ortadan kalkmadığını görüyoruz. Biz OHAL'i isteyen bir ekip değiliz, biz ülkemizi korumak isteyen ve terör örgütlerini yok eden bir ekibiz. O yüzden bu üç tane tartışılan maddenin kanun teklifimizde olmasını kıymetli bulduk.
Tartışılan söz konusu üç maddeyle, TMSF’nin kayyım yetkilerinin devamının üç yıl daha uzatılması, terörle mücadelede gözaltı sürelerinin üç yıl daha uzatılması ve kamu personeli ihracında tanınan hakların üç yıl daha uzatılmasının teklif edildiğini dile getiren Turan, Toplumdan gelen demokratik talepleri değerlendiren bir partiyiz. Kendi partimizin ilgili kurullarında bu konuları tekrar görüştük, ortaya konulan gerekçeleri değerlendirdiğimizde kanun teklifi sahipleri başta olmak üzere tüm taraflarla anlaşarak şöyle bir karara vardık: TMSF'nin kayyım yetkileri üç yıl daha uzamak durumunda çünkü iş yoğunluğu var. Ancak terörle mücadele kapsamında gözaltı sürelerinin üç yıl daha uzaması teklifini revize ederek bir yıla indiriyoruz, aynı şekilde kamu personeli ihracıyla ilgili üç yıl olan teklifimizi de bir yıl olarak revize ediyoruz. ifadelerini kullandı.
Turan, bu adımı atmayı önemsediğini belirterek şöyle konuştu:
Haftanın başından itibaren başta CHP olmak üzere tüm muhalefet temsilcileri; 'AK Parti seçime OHAL ile gitmek istiyor', 'AK Parti OHAL'i sevdi.' 'AK Parti muhalefeti sindirmek için seçimlerde kullanacak.' dedi. Biz OHAL'i muhalefete falan istemiyoruz. Bizi tanıyın, anlayın. Türkiye'nin gerçekleri var, Türkiye'nin önünde bir hain terör örgütü var, bitmeyen problemleri var. Bu yüzden benzer maddeleri talep ettik.
- Bir yılın sonunda bu sorunları geride bırakmayı ümit ediyorum
Söz konusu düzenlemelerin ilgililerine de çağrıda bulunan Turan, daha hızlı, daha somut iş yaparak bu bir yılın sonunda bu sorunların geride bırakılmasını istedi.
Turan, bir yılın sonunda bu düzenlemelerin yeniden ele alınabileceğini de kaydetti.
Bu yeni teklifimizle AK Parti seçimden korkuyor, seçime giderken OHAL istiyor, muhalifleri sindiriyor tarzı anlamsız, gereksiz, çok amiyane yaklaşımı da ortadan kaldırıyoruz. diyen Turan, Bir derdimiz var, ülkemizi büyütmek. Bir derdimiz var, sinsi FETÖ'nün kamuda bir tek mensubu kalmayıncaya kadar çalışmaya devam etmek. O yüzden ilgili bakanlıklarımızın özellikle askeriyemizin, emniyetimizin temizlenmesi açısından ihtiyaç olan bu düzenlemeleri yapmayı görev biliyoruz. Bunun ne seçimle ne OHAL'le ne CHP'nin iddia ettiği gibi seçim güvenliğiyle falan alakası var.
AK Parti'li Turan, torba yasa teklifinin nihayete ermesinin ardından yarıda bırakılan Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine devam edeceklerini ifade etti.
- Kamuoyu vicdanını rahatsız etmeyen bir maaş rejimi olmasını doğru buluruz
Turan, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
TRT'de yeni yönetime getirilen bazı isimlerin çift maaş alıp almayacağı yönündeki soruya ilişkin Turan, şunları kaydetti:
Herkesin bir maaş olması esastır, kuraldır. Kanunla ilgili düzenlemeyi AK Parti iktidarlarında yaptık. Şu an kamuoyunda zaman zaman ağır ithamlarla '10 maaş-20 maaş aldı.' tarzı ifadelerin doğru olmadığını söylemek isterim. İki maaştan fazla maaş alma hakkı yok ve çok az sayıda özel kurumlarda, özel görevlendirmelerde olan insanlarımız var. Bir kişinin bulunduğu pozisyonla ilgili birden fazla yerde görev alması birden fazla maaş anlamına gelmez. Biz bunu kamuoyunda olan rahatsızlıkla beraber değerlendirdik, çalıştık, ortaya çıkan tabloda eksiklik varsa bir daha düzeltiriz. Prensip olarak biz de kamuoyu vicdanını rahatsız etmeyen bir maaş rejimi olmasını doğru buluruz.
- FETÖ gibi çok ağır bir tecrübe yaşadı bu toplum
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Din istismarına müsaade etmeyeceğiz. açıklaması hatırlatılarak Din istismarıyla ilgili mesele gündeminize tekrar neden geldi, bu konuda pratikte bir sorun mu görüyorsunuz? sorusuna karşılık ise Turan, şunları söyledi:
Din, bu milletin bir gerçeği. Din ilişkilerinin devlet nezdinde, kamuoyunu rahatsız eden, yoran bir hale gelmesini doğru bulmayız. FETÖ gibi çok ağır bir tecrübe yaşadı bu toplum. Tecrübenin bir sonucu olarak da tüm kurumların, tüm ilgililerin; yasama başta olmak üzere gerekli adımları atması, hepimizin görevi diye düşünüyorum. Bu ülkede bir daha FETÖ tecrübesinin yaşanmaması, hepimizin görevi. Tabii ki bu ülkede İslami çalışmalar, cemaatler, dernekler olacak; başka başka dinlerin çalışmaları, gayretleri olacak. Ancak bunu devlete dayatan, kendi içerisindeki sistemini devlet sistemini bozar hale getiren bir anlayışa izin vermemek gerekir. FETÖ, İslami çalışmalar yaptığını iddia ettiği zamanlarda ortaya koyduğu performansıyla sonraki dönemde devletin içerisinde paralel bir yapılanmaya başlamış olması bambaşka işlerdi. Ümit ederim ülkemizde bir daha böyle bir acı tecrübe yaşanmaz. Tüm kurumların da bu konuda, bu bedelden kaynaklı tedbir alması gerektiğini düşünüyorum.”
- Türkiye'de yasama, yürütme ve yargının farklı çalıştığının en güzel örneklerinden birisi
Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararının ardından buna ilişkin Başkanlık Tezkeresinin TBMM Genel Kurulu'nda okunduktan sonra HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yeniden milletvekilliği vasfını kazandığının hatırlatılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Turan, Gergerlioğlu'nun vekilliğine son veren ve tekrar göreve gönderen sürecin yasamanın değil, yargının süreci olduğunu söyledi.
Turan, Türkiye'de yasama, yürütme ve yargının farklı çalıştığının en güzel örneklerinden birisinin de bu durum olduğunu belirtti.
Meclis'in Gergerlioğlu ile ilgili bir karar vermediğini, mahkemenin kararının Genel Kurul'da okunmasından dolayı milletvekilliğinin düşürüldüğünü anımsatan Turan, daha sonraki itirazlarda yargının kendi içerisinde bu dönüşümü sağlayarak Gergerlioğlu'nun suçunun seçime engel olmadığına karar verildiğini aktardı.
Turan, Gergerlioğlu veya başkası keşke suç işlemese, keşke herkes terörle ilgili ilişkilerine mesafe koyabilse, keşke tüm partilerimiz demokratik sistemin tam göbeğinde yer alabilse ama maalesef bunlar hep tartışma konusu oluyor; tüm terörle ilişkisi olan, iltisaklı olan kişilerin yargılamalarının dokunulmazlıktan kaynaklı avantajlarına sığınmadan sürece devam ettirebilsek ama geldiğimiz yerde takdir, Anayasa Mahkemesinindir. Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin ne düşürüldüğünde ne de bugünkü durumda Meclis'in bir oylama yapması, karar vermesi söz konusu. diye konuştu.
- Seçim barajına ilişkin çalışma
Cumhur İttifakı'nın seçim barajı konusunda yeni bir formül üzerinde çalıştığı yönünde çıkan haberlerin hatırlatılmasının ardından Turan, bunların hepsinin kulis bilgisi olduğunu söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'nın başkanlığında bu konuda yaptıkları çalışmayı Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP'ye götürdüklerini, onların kanaatlerini aldıklarını ve tekrar değerlendirmelerini yaptıklarını belirtti.
Turan, Biz, Türkiye'de daha demokratik bir sistem içerisinde seçimlerin olmasını, Türkiye’de başkanlık sistemine bağlı olarak düzenlemelerin yapılmasını talep eden, dönüşümü sürekli savunan bir ekibiz. Bu bizim gündemimizde olan bir çalışma. Ümit ediyorum bu çalışma nihayete erdiğinde ekim ayı itibarıyla Meclisimiz tekrar açıldığında bu konularla ilgili yasama çalışmalarına başlamış olacağız. dedi.
- Başından beri Millet İttifakı'nın içinde HDP'nin olduğunu tüm dünya biliyor
Pervin Buldan, CHP ve İYİ Parti'yi kastederek 'Kimse bizden 31 Mart'taki tavrı beklemesin.' dedi. Siz bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna karşılık Turan, şunları kaydetti:
Türkiye'de çok garip bir ittifak süreci yaşıyoruz. AK Parti ile MHP olarak bir yol yürüyoruz, adına Cumhur İttifakı diyoruz. Aynı şekilde BBP bizimle beraber yoluna devam ediyor. Biz ortaklarımızı, ittifak ettiklerimizi gururla, onurla söylüyoruz. MHP bizim rakibimiz değil, refikimiz diyorum. Bu açık. Ancak Millet İttifakı, kurulduğu günden bu yana 'HDP var mı yok mu?' tarzı kamuoyunu kandırmaya, algıyla yönetmeye çalışan bir adım atmaya çalışıyor. Başından beri Millet İttifakı'nın içinde HDP'nin olduğunu tüm dünya biliyor. Toplantılarda, kanun tekliflerine olan muhalefetlerde… Bugün görüşeceğimiz, onların OHAL dediği bizim terörle mücadele dediğimiz kanun teklifine ilişkin HDP'nin, CHP'nin ve İYİ Parti'nin söyleminde fark olacak mı? Olmayacak. Belediye başkanlığı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hep böyle yaptılar. Fakat milleti kandırmak için HDP’nin rahatsız olarak onu karenin dışına çıkarmaya çalışıyorlar ama HDP zaman zaman ya stratejik olarak ya da bilmeyerek itiraf ediyor.
Daha önceki dönemde de HDP'li yetkililer Meclis'te bağıra bağıra İYİ Partililere dönerek 'Varlığınızı bize borçlusunuz.' dediler. Aynı şekilde Sayın Buldan da bugün diyor ki 'Biz buradayız, bizi görün. Artık Millet İttifakı'nın resmi paydaşı olalım.' diyor. Bu sorun, bizim sorunumuz değil. Biz zaten onların beraber hareket ettiklerini biliyoruz, beraber ittifak ettiğini biliyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işçi dağılımında bile; HDP'nin bu, İYİ Parti'nin bu, CHP'nin bu denildiğini hep beraber duyduk. Seçmeni aldatma niyetiyle beraber tabloda HDP'yi göstermemeyi de gayriahlaki buluyorum. HDP de bundan rahatsızlığını ifade etmiştir. HDP; İYİ Parti, CHP birlikteliğini resmileştirmek istiyor.
Bir soru üzerine, AK Parti olarak kurulduklarından bu yana milletten hiç kopmadıklarını belirten Turan, sadece bu yaz döneminde değil her fırsatta AK Parti teşkilatlarının seçmenle buluştuğunu ifade etti.
Kurban Bayramı'yla birlikte köy köy gezerek milletle buluşmaya devam edeceklerini dile getiren Turan, milletin dertlerinin ve sorunlarının dinlenerek rapor edileceğini söyledi.